Eklem Koruyucu Cerrahi

Eklem Koruyucu Cerrahi Nedir?
Eklem koruyucu cerrahi eklemi oluşturan yapılardaki hasar sonucu veya eklemin normal anatomik yapısındaki bozulma sonrası eklemin ilerleyici dejenerasyona (kireçlenme) gitmesini engelleyen cerrahi işlemlere verilen isimdir. Bu işlemler kireçlenmenin en çok görüldüğü ve eklem protezlerinin en çok uygulandığı kalça ve diz eklemlerinde daha çok uygulanmaktadır.
Eklem koruyucu cerrahide temel prensip eklemdeki hasarlı yapıları onarmak ve eklemdeki anormal yük dağılımını normal anatomik haline çevirmektir. Özellikle diz ve kalça ekleminde çocukluk çağında veya sonradan meydana gelen kemik bozuklukları anormal yük dağılımına ve eklemde kireçlenmeye sebep olabilir. Eklem kireçlenmesinin son evresinde de tek tedavi seçeneği eklem protez cerrahisidir. Eklem koruyucu cerrahide amaç hastanın eklem sağlığını korumak ve protez cerrahisi gereksinimini ortadan kaldırmaktır.
Yukarıda bahsettiğimiz gibi eklem koruyucu cerrahi en sık kalça ve diz eklemlerinde uygulanmaktadır çünkü kalça ve diz kireçlenmesi en sık rastladığımız ve en sık protez cerrahisi uygulanan anatomik bölgelerdir. Bunun dışında eklem koruyucu cerrahi anatomik veya yapısal şekil bozukluğunun olduğu her ekleme uygulanabilmektedir.
Eklem Kireçlenmesi Nedir?
Eklem kireçlenmesi halk arasında ve doktorlar tarafından sıklıkla kullanılan eklem kıkırdağının tamamen aşınması durumudur. Burada kireçlenme aslında hasarlanan veya ölen canlı dokuda meydana kalsiyum çökmesini ifade eder. Bu durum röntgende tıbbi olarak “subkondral skleroz” olarak tanımlanan beyaz görünümü oluşturur (Resim 1). Normalde eklemlerde hareketi ve fonksiyonu sağlayan canlı, elastik ve sürtünme kuvveti daha az olan kıkırdak doku iken, kireçlenmede bu doku tahrip olur ve hasarlı dokular birbirine sürtünerek ve yük taşıyarak ağrıya ve fonksiyon kısıtlılığına sebep olur.
Resim 1. Eklemdeki kireçlenmenin (kıkırdak hasarının) röntgen görünümü. Daire içindeki alandaki beyaz görünüm ölen dokudaki kalsiyum çökmesine bağlı “kireçlenme” olarak tabir edilen görünümdür.
Eklem Kireçlenmesi Bulguları Nelerdir?
Eklem kireçlenmesinde etkilenen eklemdeki ağrı ve hareket kısıtlılığı en sık karşılaşılan bulgulardır. Eklemde krepitasyon yani kıtırtı hissi ve sesi ağrı ile beraberse kireçlenme bulgusu olabilmektedir. Fakat eklemden çıtırtı sesi gelmesi ağrı ile birlikteliği yoksa kireçlenme bulgusu değildir. Eklem kireçlenmesi evresine göre şiddeti değişen ağrı ve hareket kısıtlılığı ile bulgu verir. Bunun yanında bilinenin aksine eklemde sıvı azalması yerine eklemde sıvı artışı yani şişlikle de kendini gösterir. Eklem kireçlenmesi olan hastalarda sıvı azalması olmaz tam tersine eklemde sıvı artışı olabilir.
Eklem Kireçlenmesi Tanısı Nasıl Konulur?
Eklemde ağrı şikâyeti olan hasta mutlaka Ortopedi ve Travmatoloji uzmanı tarafından değerlendirilmelidir. Hastanın öyküsü yani ağrının zamanı, ağrıyı arttıran durumlar, ağrının niteliği, ağrının yeri gibi sorular tanıda ipucu verir. Fizik muayene ve görüntüleme tanıda en önemli basamaklardır. Temel görüntüleme yöntemi radyografi yani röntgen tetkiki olup eklem içi yapıları daha detaylı değerlendirmek için MR görüntüleme de çoğu zaman gerekmektedir. Ayrıca eklem koruyucu cerrahi planlanan hastalarda kemik yapıyı net değerlendirmek için Bilgisayarlı Tomografi ve bacağın yük dağılımını değerlendirmek için Bacak Uzunluk Grafisi (Ortoröntgen) mutlaka çekilmelidir.
Eklem Kireçlenmesi Tedavisi Nedir?
Eklem kireçlenmesi tedavisinde her zaman ilk basamak ameliyat dışı tedavilerdir. Fakat bu eklem hasarının miktarına, eklemdeki yapıların hasarlanma derecesine bağlıdır. Örneğin son aşamaya gelmiş veya son aşamadan bir önceki basamakta olan bir diz kireçlenmesi hastasında önce ameliyat dışı tedaviler uygulanmalıdır. Fakat başa bir örnekte, dizinde ileri evre menisküs yırtığı olan ve eklemde kilitlenme ve hareket kısıtlılığı olan aynı zamanda başlangıç evresinde kireçlenmesi olan hastada dizin daha kötüye gitmesini beklemeden cerrahi tedavi uygulanmalıdır.
Eklem Kireçlenmesinde Ameliyat Dışı Tedaviler Nelerdir?
Eklem kireçlenmesi olan hastada eğer yapılan incelemeler sonrası ameliyat tedavi gerekecek bir durum yoksa veya eklemin ileride kireçlenmesini önleyecek eklem koruyucu ameliyata gerek yoksa ameliyat dışı tedaviler uygulanmalıdır. Ameliyat dışı tedaviler; kilo verme ve aktivite kısıtlanmasından, ilaç tedavi ve fizik tedaviye kadar çok geniş bir yelpazededir. Ameliyat dışı tedaviler hastanın mevcut durumunun şiddetine göre basamak basamak uygulanmalıdır.
Ameliyat dışı tedavilerde ilk basamak her zaman aktivite kısıtlaması ile etkilenen eklemi istirahate alma ve yaşam tarzı değişiklikleridir. Hastaya ekleme fazla yük verdiren ve ağrıya sebep olan aktivitelerden kaçınması önerilir. Eğer vücut kitle indeksi kilolu veya aşırı kilolu grubuna giriyorsa kilo verme mutlaka önerilmelidir. Ameliyat dışı tedavilerde ilk basamakta ilaç tedavileri de mevcut ağrıyı ve iltihabi durumu geçirme ve eklem etrafındaki kas spazmını azaltmaya yönelik uygulanabilir.
Ameliyat dışı tedavilerde ilk basamakta fayda görmeyen hastalarda bir sonraki basamakta eklem içi enjeksiyon tedavileri uygulanmaktadır. Medikal tedavi yani ilaç tedavi ile fayda görmeyen hastalarda eklem içi enjeksiyon tedavisi uygulanır. Eklem içi enjeksiyon tedavisi günümüzde çok popüler bir tedavi yöntemi olup başlangıç veya orta seviye kireçlenme yani kıkırdak hasarı olan hastalarda başarılı sonuçlar elde edilmektedir. Eklem içi enjeksiyon tedavisinde amaç eklemdeki iltihabi durumu azaltmak aynı zamanda kıkırdak hücrelerindeki hasarı azaltmak ve tamir etmektir.
Eklem Kireçlenmesinde Ameliyat Tedavileri Nelerdir?
Eklem kireçlenmesinde ameliyat tedavisi, ameliyat dışı tedavilerden fayda görmeyen hastalara veya eklemdeki hasarın ilerlemesinin önlenmesi için eklem koruyucu cerrahi şeklinde uygulanmaktadır. Eklem kireçlenmesinde son aşamada tedavi günümüzde en sık uygulanan eklem protez cerrahisidir. Eklem protezi ameliyatı ağrıyı geçirmesi ve fonksiyonu arttırması bakımından en başarılı ameliyatlardan biridir. Fakat özellikle genç hastalarda eklem protez cerrahisi mevcut protez ömrü açısından mümkün olduğunca zamanı ötelenmesi gereken bir ameliyattır. Günümüzde görüntüleme yöntemlerinin ilerlemesi ve ulaşılabilirliğinin artması ile eklemde son aşamaya gelmeden yani protezlik aşamaya gelmeden eklemi korumak mümkün olmaktadır.
Eklem kireçlenmesinde ameliyat tedavisinde yukarıda bahsettiğimiz gibi son evrede yapılabilecek tek seçenek protez cerrahisidir. Son evre olarak kastedilen eklem kıkırdağının tamamen tahrip olması ve eklem aralığının tamamen daralmasıdır. Bu durum görüntüleme yöntemleri ile doğrulanır ve son evre eklem kireçlenmesi olan hastada tek seçenek eklem protez cerrahisidir.
Fakat unutulmamalıdır ki tıp her geçen gün gelişmektedir. Buna paralel olarak son 25 yıldır yurtdışında uygulanan ve yakında ülkemizde de hak ettiği değeri bulacak olan biyolojik eklem tedavileri özellikle genç hastalarda kaçınılan protez cerrahisine alternatif olacaktır. Eklem dokusu nakillerinde son evreye ulaşmış hasarlı dokular çıkarılıp kadavradan alınan doku ile yeniden sağlam bir eklem dokusu oluşturulmaktadır. Bu işlem organ naklinin daha çok yapıldığı ve organ bağış oranının yüksek olduğu Avrupa ve Amerika’da yoğun olarak uygulanmakta olup ülkemizde de yurtdışından ithal edilen dondurularak saklanmış dokularla kısmen uygulanmaya başlamıştır.
Eklem Koruyucu Cerrahi Nedir?
Eklem koruyucu cerrahi, yukarıda ayrıntılı bahsettiğimiz eklem kireçlenmesi durumu ve eklem kireçlenmesi riski olan hastalarda eklemin son evre kireçlenmeye gitmesini engelleyen cerrahi işlemlere verilen isimdir.
Eklem koruyucu cerrahi ile eklemdeki yapıların hasar görmesi çeşitli cerrahi işlemlerle önlenir. Bu işlemlerde; hasarlı dokular tamir edilir, hasarlı dokuların yerine yeniden sağlam doku oluşumu sağlanır (rekonstrüksiyon) veya hasarlı dokular üzerine binen aşırı yükün engellenmesi için eklem tekrar anatomik dizilime veya örtüme kavuşturulur. Örneğin; dizin iç menisküsünde menisküs taşmasına sebep olan bir menisküs kök yırtığı olan hastada bu yırtık mutlaka tamir edilmelidir. Bunun yanında, dizin iç kısmına eğer fazla yük biniyorsa buna sebep olan kemik şekil bozukluğu düzeltilmelidir. Bu işlemlerle dizin son evre kireçlenmeye gitmesi önlenir ve hasta son evre diz kireçlenmesinden kurtarılmış olur. Bir başka örnek olarak, kalça ekleminde uyluk kemiği baş kısmı örtüm azlığı olan bir hastada bu durum ilk başta aşırı fiziksel aktivite ile ağrı ve topallama ile kendini gösterirken zamanla ilerleyici bir durum halini alır. Kalça eklem örtüm azlığı olan bu hastada kalça eklemine müdahale etmeden uygulanacak örtüm cerrahisi kalçanın fizyolojik yük dağılımını sağlayarak eklemin erken kireçlenmesine mâni olur. Eklem koruyucu cerrahisinde ortak özellik ekleme yönelik açık ve geniş kapsamlı işlemlere gerek duyulmamasıdır. Bundan dolayı hastalar ameliyat sonrası eklem hareketlerine çok kısa sürede başlayabilir ve açık cerrahilerin dezavantajı olan eklem sertliği şikayetini yaşamazlar.
Özet olarak;
Eklem koruyucu cerrahi, eklem ağrı şikâyeti olan ve gelecekte eklemlerinde son evre kireçlenme riski olan hastalarda uygulanan kurtarıcı ameliyatlardır. Bu ameliyatlar hasta için daha maliyetli ve rehabilitasyon süreci daha uzun olan eklem protezi cerrahisine gidişi önler. Bunun yanında özellikle 50 ve 60 yaş altı hastalarda mevcut teknolojiye rağmen halen kaygı yaratan ve uygulamaktan kaçınılan protez cerrahisi riskini ortadan kaldırır.
İletişim için tıklayınız.
Bursa Ortopedi web sayfası içi tıklayınız